19 Ocak 2010 Salı

67.Altın Küre Ödüllerinde Kırmızı Halı'nın Şık ve Rüküşleri

1. Kırmızı Halı'nın Yıldızları
2. Şık Görünenler.

3.Rüküşler.


67.Altın Küre Ödül Töreni pazar gecesi Hollywood Yabancı Basın Derneği Tarafından düzenlenen organizasyonla sahiplerini buldu. Yağmurlu havaya aldırmayan yıldızlar herzaman olduğu gibi bizlere kırmızı halıda bir kıyafet şöleni yaşattılar. Gelelim gecenin kıyafet seçimleriyle kazanan ve kaybedenlerine..Ben kendi beğenime göre bir sıralama yaptım. Benim için gecenin yıldızı straplez ,pudra rengi Versace elbisesiyle Christina Aguilera'dı. Ardından iddialı ve seksi Valentino elbisesi ve Versace sitlettolarıyla Jennifer Aniston'ı gecenin en şık ikinci kadını olarak sıralayabiliriz. Gecenin üçüncü en şık kıyafeti olan lila rengi Elie Saap tasarımı zarif elbiseyi Fergie büyük bir ustalıkla taşımayı başarmış.
Gelelim ikinci üçlemeye; Penelope Cruz bandaj detaylı Giorgio Armani Prive elbiseyle oldukça şık görünüyor. Sandra Bullock Bottega Venetta mor elbisesi içinde yine gecenin şıklarından olmayı başarmış.Heidi Klum saçlarının bakımsızlığına rağmen su mavisi Roberto Cavalli elbise'nin içinde yine gözüme zarif ve şık görünenlerden olmayı başardı.
Rüküş olarak adlandırdığım grubun hatası hemen hemen aynı diyebiliriz.Kumaş cins ,renk seçilen elbiselerin tarzlarıyla uyum gösteremeyince ortaya gözü rahatsız eden kaba ve biçimsiz bir görüntü çıkmış. Zaten Kate Hudson ve Anna Kendrick aynı modacıyı (Marchesa) tercih ederek aynı hataya düşmüşler.
Evet benim kırmızı halı seçimlerin bu yönde oldu.Katılan yada kendi sıralamasını söylemek isteyenler fikirlerinizi merak ediyorum....

11 Ocak 2010 Pazartesi

Avatar'daki İlginç Detaylar

Dün gece sonunda bizde meşhur Avatar'ı izleme onuruna nail olabildik.Üç haftalık yer bulamama sıkıntısından sonra sonunda yer bulabilmiş olmanın haklı sevinci bize yetti de arttı diyebilirim.Tabi şunun altını çizmeliyim ki normal gösterime elbette yer vardı fakat benim 3D sevdam bizi beklemek durumunda bıraktı.Ama iyikide beklemişiz çünkü bu film 3D'li izlenmeyi kesinlikle hak ediyor. Muhteşem efektler, muhteşem konu.. İzlediğim en iyi bilimkurgu diyebilirim.Ben bayıldım filmdeki mistik unsurları saçma bulmaktan ziyade akılcı buldum.Mesela tabiatın bir döngüsünün olduğunun ve kendisi koruması gerektiğinde bunu en iyi şekilde yapabileceğinin vurgulanması şahaneydi.Örneğin; olağanüstü kuşlar sahnesi,tıpkı bizim kutsal kitabımız Kuran'ı Kerim'de geçen Fil Vak'ası ve Ebabil hikayesini çağrıştırıyordu.Ve ilginç olan bişiy daha Navi ırkı hayvanları avladıklarında onlara acı vermemek için şah damarlarından öldürüp,dua ediyorlar,tıpkı bizim inancımızda olduğu gibi...Ve pek tabi Ruhlar ağacı dedikleri kutsal yer ve bizim Kabemiz...Yani filmin yönetmeni James Cameron Kuran'ı Kerim'i okudumu bilinmez ama esinlenmeler ortada ve müthiş bir film izlememek kayıp olur demekten başka birşey kalmıyor bana...
Sevgiler...

3 Ocak 2010 Pazar

Amin Maalouf ve Üç Roman; SEMERKANT, DOĞUNUN LİMANLARI, AFRİKALI LEO


En sevdiğim yazarlardan Lübnan doğumlu, toplum bilimci ,araştırmacı gazeteci yazar ve pek çok ödüllü kitabın sahibi "Amin Maalouf'"un eserlerinden bahsetmek istiyorum sizlere. Bu buram buram tarih ve macera kokan romanları her tarihsever gibi bir çırpıda, soluksuz okuduğumu itiraf etmeliyim.Öncelikle şunu söylemeliyim ki romancının anlatımı ve dili öyle yalın ve öyle anlaşılır ki sizi sarıp sarmalıyor ve romanı biran önce bitirme şevkiyle doluyorsunuz.
SEMERKANT; Doğu'da İran'da Ömer Hayyam'ın Rubaiyyat'ının çevresinde dönen iki öykü yer alıyor romanda. Titanic' le birlikte sular altında kalan Rubaiyyat'ın izini süren Amerikalı bir gazetecinin binbir gece masallarını aratmayan enteresan serüveni sizi büyülüyecek. Bir elyazmasının ve İran'ın tarihini birde Amin Maalouf'un gözünden okuyun. Benden bu romana tam not...
AFRİKALI LEO: Bu romanı arka kapak yazısıyla tanıtmak istiyorum;Afrikalı Leo gerçek bir yaşam öyküsünden çıkarılmış düşsel bir yaşam öyküsü:"Bir berberin sünnet ettiği, bir Papanın vaftiz ettiği "Hasan ibn Muhammed el-Vezzan ez-Zeyyati alias/ nam-diğer Giovanni Leone de Medici'nin, Leo Africanus yani Afrikalı Leo'nun öz yaşam öyküsü, yazmış olsaydı yazacağı gibi...Amin Maalouf bu romanında da diğerlerinde olduğu gibi tarihten olağanüstü bir halı dokuyor. Bir uçan halı..
Kitaptan alıntı: "Bedevi bir kadına en çok hangi çocuğunu seviyorsun? sormuşlar.Kadın şöyle yanıtlamış;
-Hasta olanı iyileşene kadar, en küçüğü büyüyene kadar,yolda olanı eve dönene kadar."
-Aşk bir kuyununkıyısında susuzluktur.Aşk çiçektir, meyve değil.
-Dünya öyledir ki çoğu zaman kusur erdemin bir koludur."En iyi eylemler en kötü nedenler uğruna, en kötü eylemler en iyi nedenler uğruna gerçekleştirilir."
Okuyun, okuyun, okuyun diyorum:)
DOĞUNUN LİMANLARI: Osmanlığı impataratorluğuna dayanan bir babanın ve yahudi bir annenin oğlu olan Kitabdar adlı hayali bir adamın hayat öyküsü üzerinden anlatılan tarihi roman bu yüzyılın başını ve bir insanın tarjik öyküsünü konu alıyor.Kitapta ırk ayrımının yanlışlığı ve insanların dil, din ve ırk gözetmeden kardeşçe yaşamasının gerekliliği vurgulanmış. Yine bir gecede bitirelebilecek eşsiz bir Amin Maalouf yapıtı.
Bu üç romanı tarih ve macera severlere kesinlikle tavsiye ediyorum. Ben hiç tereddütsüz okunması gereken romanlar kategorisine dahil ettim bile..
Sevgiler....

1950'ler ve Reklamlar

Elimde olan tam yarım asırlık bir dergiden alınmış reklam kupürünü, biraz gülümsemek adına sizlerle paylaşmak istedim.1953 yılına ait "Yelpaze" dergisinde çıkmış olan bir biryantin reklamı.Okuyunca insan epey sesli gülümsüyor doğrusu ve arkasından "aman Tanrım bu nasıl bir nezaket" diyiveriyor. Saçlara zevki selim dairesinde kat'i parlaklık gibi bir betimlemlemeyle reklam sloganı olurmuymuş demeyin, 1950'lerde pekala oluyormuş. Benim çok hoşuma gitti, sizide gülümsetmesi dileğiyle...